Bir varmış, bir yokmuş…
Mavi Orman, adını gece olunca ortaya çıkan büyülü ışıklarından alırdı.
Gündüzleri sıradan bir orman gibi görünse de, güneş battığında, ağaçların
yaprakları mavi bir parıltıyla ışıldar, çiçekler geceye özgü bir koku yayar
ve yıldız tozları ormanın içine serpilirdi.
Bu ormanda yaşayan sevimli bir tavşan vardı. Adı Momo’ydu. Momo, yumuşacık
beyaz tüyleri ve meraklı kocaman gözleriyle diğer tavşanlardan farklıydı.
Ancak Momo’nun bir sorunu vardı: Ne kadar uykusu gelse de bir türlü
uyuyamazdı. Yatağına uzanır, gözlerini kapatır ama düşünceler kafasında
döner dururdu.
Bir gece, Momo yine uyuyamadığı için penceresinden dışarı bakarken, mavi
ışıkların arasında bir parıltı fark etti. Küçük bir yıldız gibi parlayan
ışık, Momo’nun kulaklarının dibine kadar geldi. Işığın içinde minik bir peri
duruyordu!
“Merhaba Momo!” dedi peri, tatlı bir sesle. “Ben Uyku Perisi Luna.
Uyuyamayan çocuklara ve tavşanlara yardım ederim.”
Momo’nun gözleri hayretle parladı. “Uyumayı nasıl başaracağım, Luna?
Gözlerimi kapatıyorum ama kafamdaki düşünceler susmuyor!”
Luna, sihirli değneğini nazikçe salladı. “O zaman birlikte bir uyku
yolculuğuna çıkalım. Sana uyumanın bir sır olduğunu göstereceğim.”
Momo heyecanla yatağından kalktı ve Luna’nın yanında yürümeye başladı. İkili
birlikte Mavi Orman’ın derinliklerine doğru ilerledi. Yolda parlak mavi
çiçekler, ışıldayan kelebekler ve yıldız tozlarıyla kaplanmış taşlar
gördüler. Luna, her adımda Momo’ya uyumanın ipuçlarını anlatıyordu:
“İlk sır, nefesini dinlemek,” dedi Luna. “Yavaş yavaş nefes al, sonra
yavaşça ver. Nefes alırken burnundan havanın içeri dolduğunu hisset ve nefes
verirken düşüncelerini dışarı gönder.”
Momo, Luna’nın dediğini yaptı. Nefesiyle birlikte düşüncelerinin
uzaklaştığını fark etti.
“İkinci sır, hayal kurmak,” dedi Luna. “Kendini mutlu bir yerde hayal et.
Burası senin özel hayal dünyan olsun.”
Momo gözlerini kapatıp kendini çiçeklerle kaplı bir çayırda zıplarken hayal
etti. Rüzgar hafifçe tüylerini okşuyor, güneş yüzüne gülümsüyordu.
“Üçüncü sır ise minnet duymak,” dedi Luna. “Gün boyunca seni mutlu eden üç
şeyi düşün ve onlara teşekkür et.”
Momo, o gün arkadaşlarıyla oynadığı oyunları, annesinin ona hazırladığı
havuçlu çorbayı ve yıldızların altındaki bu büyülü yolculuğu düşündü.
“Teşekkür ederim,” dedi içinden.
Luna, Momo’nun gözlerinin yavaşça kapanmaya başladığını fark etti ve
gülümsedi. Tavşan Momo, nefes alıp verirken kendini Luna’nın öğrettikleriyle
huzurlu hissetti. Bir süre sonra Luna, sihirli değneğini sallayarak Momo’yu
nazikçe yatağına geri götürdü.
Momo, mavi ışıkların altında derin bir uykuya dalarken Luna kulağına
fısıldadı:
“Artık uykunun sırrını biliyorsun, Momo. Ne zaman uyuyamazsan, nefes al,
hayal kur ve minnet duy.”
Ve o geceden sonra Momo, her gece Luna’nın öğrettiklerini yaparak mışıl
mışıl uyumayı öğrendi. Mavi Orman artık sadece büyülü ışıklarıyla değil,
Momo’nun huzurlu uykularıyla da güzelleşiyordu.
SON 🌙✨