Bir varmış, bir yokmuş…
Denizlerin derinliklerinde, güneş ışığının bile zor ulaştığı bir yerde,
masmavi suların içinde parıldayan gizemli bir ülke vardı. Bu ülkenin adı
Uyku Ülkesi’ydi. Burada her şey yumuşacık, sakin ve huzurluydu. Balıklar
mavi mercanlar üzerinde uyuklar, denizatı ailesi kabarcıklar arasında hayal
kurar ve deniz yıldızları derin bir uykuya dalmış gibi sahil kayalıklarına
sarılırdı.
Ama bu büyülü ülkede bir tek kişi uyuyamazdı: Minik Ahtapot Pippo.
Pippo’nun sekiz sevimli kolu vardı ve kocaman meraklı gözleri hiç
kapanmazdı. Diğer deniz canlıları mışıl mışıl uyurken Pippo sağa döner, sola
döner, bir türlü uyuyamazdı. “Neden ben de onlar gibi derin bir uykuya
dalamıyorum?” diye düşünür dururdu.
Bir gece, Pippo uyuyamayıp deniz yosunlarının arasında dolaşırken, karşısına
ışıl ışıl parlayan bir deniz kabuğu çıktı. Kabuğun içinden yumuşak, melodik
bir ses geldi:
“Merhaba Pippo! Ben Uyku Perisi Marina. Uyku Ülkesi’nin derinliklerinde
yaşıyorum ve sana uyumanın sihirli yollarını öğretmek için buradayım.”
Pippo’nun gözleri parladı. “Gerçekten mi? Bana yardım edebilir misin? Ne
yapsam uyuyamıyorum!”
Marina gülümsedi ve sihirli yıldız tozunu Pippo’nun üzerine serpti. “Öyleyse
başlayalım! Öncelikle Uyku Ülkesi’nin sakinlerini ziyaret edeceğiz ve
uyumanın sırlarını öğreneceğiz.”
Pippo heyecanla Marina’yı takip etti. İlk durakları yavaşça yüzen dev bir
kaplumbağanın yuvasıydı. Marina fısıldadı:
“Kaplumbağa Tom’a bak, Pippo. Uyuyabilmesinin sırrı, yavaş nefes almak.”
Pippo, kaplumbağa gibi nefes almayı denedi. Derin bir nefes aldı, sonra
yavaşça verdi. Yavaş nefes aldıkça kalbinin daha huzurlu atmaya başladığını
hissetti.
Sonra bir denizatı ailesine rastladılar. Denizatı bebekleri kabarcıkların
içinde uyuyordu. Marina tekrar fısıldadı:
“Bu bebekler hayal kurarak uyuyor. Onlar kendilerini güzel çiçeklerle dolu
bir bahçede ya da renkli deniz kabuklarıyla dolu bir kumsalda hayal
ediyorlar.”
Pippo gözlerini kapattı ve kendini yumuşak yosunlarla kaplı bir sualtı
bahçesinde zıplarken hayal etti. Yosun yaprakları hafifçe sallanıyor,
baloncuklar etrafında uçuşuyordu.
Sonra Marina, Pippo’yu uyuyan deniz yıldızlarının yanına götürdü. “Deniz
yıldızlarının sırrı ise minnet duymaktır,” dedi Marina. “Gün içinde seni
mutlu eden şeyleri düşün ve onlara teşekkür et.”
Pippo düşündü: O gün yeni bir arkadaşıyla oynamış, güzel yosunlar yemiş ve
Marina ile tanışmıştı. İçinden teşekkür etti ve gülümsedi.
Tüm bu öğrendiklerinden sonra Pippo’nun gözleri yavaşça kapanmaya başladı.
Kendini hafif ve huzurlu hissetti. Marina, Pippo’yu yumuşacık bir deniz
kabuğunun içine yerleştirerek fısıldadı:
“Artık uyumanın sihrini biliyorsun, Pippo. Ne zaman uykun gelmezse, derin
nefes al, güzel hayaller kur ve minnettarlık duy.”
O geceden sonra Pippo, Uyku Ülkesi’nde mışıl mışıl uyuyan diğer deniz
canlıları gibi huzurla uyumayı öğrendi. Artık Pippo için de her gece deniz
kabarcıkları arasında huzurlu bir uyku zamanıydı.
SON 🌊🐙✨